
Hikayeler neden var olmak için can atıyordu?
Kimin ilham kayığına binip de dalıyorduk uykuya?
Bilgi her zaman sahibine ulaşmalıydı da kim neyi arıyordu bu hayatta gerçekten?
Kütüphanemde tonlarca kitap biriktirmiş
Zihnimde sırlar saklamıştım.
Uygun zamanda uygun yere bırakmalı ve yola devam etmeliydi
Tanrıların uşağı…
Gözleri yalnızca kendi parlaklığında ışıldayan tanrıcıklar
Daha büyüğünü gördüğünde ne olacaktı?
Kör olmaya başladı o gece gözü
Bir daha göremeyeceğini nereden bilebilirdi?
Üzüldü.
Zavallıydı.
Verilen vaazların kendine olduğunu sanmanın gafletinde bir o yana bir bu yana çırpınıyordu.
O kuyuya itilmişti Yusuflar
Zindanındaydı yusuflar
Büyük ağabeylerini incitmemek için girdikleri sıradan
Hangi gün gözlerini açarak uyanacaklardı?
Kaos yüzyıllardır egemendi bulutlara
Bulutlarsa kızgındı belki yer suya.
Okuma masalların taze pınarından içmemeliydi yediverenler
Yediverenler
Kaos bitince
Yüz yüzü görünce
Maskeler düşünce insanlık suretlerinden
Bir ağlama tutmayacak mıydı herkesi?
Özlem neyeydi?
Özlem kimeydi?
Bir arada kalmanın yolu bir kurban vermek miydi?
Ah insanlık
Yaban insanlık
Kardeşini günler ötesinde bırakan insanlık
Çarklar döndüğünde
Zarlar tekrar atıldığında
Şahlar ve matlar yapıldığında
Bir başka surette karşılaşacak mıydık?
Bu son olsun dedi şair
Bu son olsun diye haykırdım ardından.
Bu artık son olmalıydı.
Yorum bırakın