Kızgınım Attila

Kahramanların olması için gerekli savaşların adıydın

Savaşların görkeminden yorulmuş çelikten bir zırh

Güvenden yoksundu

Gözleri olabildiğince karanlık

Hücreleri alabildiğine parçalanmış

Bi hastalığı vardı

Sessizce herkesten sakladığı

Aksak yürürdü kimse bilmezdi

Yaraları vardı vücudunda

Gün gün ölüme yürüyordu da ondandı öfkesi

Aysel git başımdan ben sana göre değilim demişti

Aşkı hiç arzulamayacağım dememiş miydi?

Kaybı yok muydu,

Yası çok değil miydi?

Sırlar biriktirdim kalbime

Mektuplar yazdım hiç ulaşmayacak limanlara

Gemide yaşamak istemiştim de

Karada liman bulma fikri yoktu aklımda

Yorgun bir şehriydi onun karaciğeri

Grafitilerle donatılmış sokakları geçitsizdi artık

Ölümünün adıydı 35

Yaşamımın adıydı 23

Ve sırları bilmeyenler bilemezdi azizleri ve azizeleri

Yaralar görünmek içindi

Şefkat içilmek için

Aysel gitti başından

Hatta kalbinden

Nefesinden

Duyguların sellerinde değil de

Okyanusun altında huzur bulacak kentlere göçtü

Yukarıda ne varsa aşağıda da o vardı

Ortada buluşmayı bu yüzden istemiştik belki de

Tekilliğin hoş tanrısallığında

Bireyselliğin çöplüğünde

İmajların görkeminde kaybolmayı bu yüzden istemiştik belki de

Hatırladığında buluşalım sevgili

500 yıl geçecek olsa da izle ayak izlerimi

Çağlar ötesinden gelmek için sana

Yaşamayı seçtim.

Eşlikçisi olmayan yüreğimin

Kaçıngan denen tavırların ardındaki gizemi bulacaksın zamanı gelince

Her şey zamanına esirdir dedi minik serçe kız

Takvimleri yırtıp attım senin için

Çağları çağlatan olduğunda yansın ışığın baş ucunda

Bir mum gibi eridiğinde

Bir mum olduğumda

Görüşelim en bi gece yarısı

6.11

Dipnot:

kendiliğini keşfetmeye doğru uzak diyarlara göç et benimle! Göçmen ruhlu köklerimin çağrısına bir kulak verdim. Ağır aksak yürüyorum yaşamda. Ne gitmeli ne de kalmalı tam olarak. Ne iyilikten melekleri yutmalı ne de kötülükten cinleri içmeli.

Gims-Est-ce que tu m’aimes

Mennel- Je pars mais je t’aime

Posted in

Yorum bırakın