Ankara’da bir sabah

Ruhun göçü

Hangi savaşın ardından

Kalan bir yıkıntıydı bu

Toprak parçalarına

Üflediğim nefesle

hepimize yetecek kadar oyuncak çıkardım

Korktum

Ürperdim

Çokça itiraf ettim

Kimse konuşmadı

Kimse göçmedi bu diyardan

En çok neden ölümü anlamak istedi ruhum

Her şeyin zıttıyla var olduğu dünyaya

Bitmeyen kinim

Tanrıdan sormam gereken hesapların

Çetelesini tuttuğum defter

Baş ucunda saklı

İnsan duygularıyla yapayalnız kalınca bir bedende

Neden panik olurdu?

İnsan olmak neden bana bu denli yabancıydı

Bedenim hangi zamanda esir kaldı

Zihnimin sinsi tuzakları

Keskin bitişli hikayeleri arzulayan aç kurtlar

Eşeleye eşeleye köklerimi ararken toprakta

Aya baktım

Deli kadınların gözlerindeki ışıltı

Çaresiz erkeklerin buruk kaşları

Tanıdım insanları

Hüzün topladım geceleri

Geçmiş geçmişte ne zaman kalacaktı

Kupalarımı doldursun artık sakiler

Sarhoşluğuna hazırım meczupluğun

Neden diller değişti asırlarla?

Anlamadığım çok şey var bu dünyada

Gariplik var sırtımda

Yük değil ama artık torbamda

Not: Arkaplanda kısık sesle Faun/Rosenrot ile dinle coşkumu hissedeceksin! 🫠✨

Posted in

Yorum bırakın